Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

17 Ocak 2011 Pazartesi

Adnan Polat’ın ayıbı…   - YAZARLAR - Gazeteport

Adnan Polat’ın ayıbı… - YAZARLAR - Gazeteport

Adnan Polat’ın ayıbı…


Muhteşem bir stat. Muhteşem bir atmosfer… Binlerce insan coşkuyla açılış törenini kutluyor. Ve bilinen olaylar. O gece oradaydım. Bir protestonun yaşanacağı belliydi. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan daha stada gelmeden, adının geçtiği her yerde ıslık vardı. Neden, niçin, organize işler mi? Bilmek mümkün değil.
Ancak bu konuya ilişkin birkaç notum olacak.

1) Bu stat söylenildiği gibi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade olmasa hayata geçmezdi.

2) Dün bu stat “devlet katkısıyla yapılıyor” dediğimde beni eleştiren arkadaşlar, bugün köşelerinde “Başbakan’a ne büyük ayıp yapıldı. Devlet olmasa bu iş olmazdı” görüşünde.

3) Ancak devletin katkısını da abartanlar var. Özetle Galatasaray, Mecidiyeköy’deki Ali Sami Yen Stadı’nın üst kullanım hakkından vazgeçti. Devlet burayı müteahhitte verdi. 460 milyon TL’ye yakın gelir elde etti.

4) Devlet Galatasaray’a (üst kullanımını devredeceği) yeni bir stat yaptı. Yeni stat için 310 milyon TL ödendi. Alt yapı, yollar, metro ulaşımı için yeni bir hat inşasına da bir o kadar para harcandı. Yani TOKİ, kazandığının biraz üzerinde harcama yaptı. Ancak Seyrantepe’yi devlet (TOKİ) bir inşaat firmasına verse, nereden bakarsanız bakın zahmetsiz 300 milyon TL’nin üzerinde bir gelir elde edecekti. İşte devletin ya da kamunun zararı budur… Yani bizlerin zararı…

5) Başka bir deyişle Galatasaray beş kuruş harcamadan ve üstelik gelirini artıracak nitelikte yepyeni, modern bir stat kazandı, devlet ise elde edeceği gelirden vazgeçti.

6) Ben Galatasaraylı olsam nasıl duygular besliyor olursam olayım, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını bu tesis nedeniyle alkışlardım. Protesto şık olmadı. Ayıp ve anlamsız bir tepki oldu.

7) Bir başka ayıbı TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar yaptı. Konuşmasında Seyrantepe’nin, Aslantepe’ye dönüşmesinde en büyük çabayı harcayan efsane başkan Özhan Canaydın’ı küçümseyen tarzda konuştu. Galatasaray camiasını dilenci konumuna soktu. “Biz olmasaydık siz hiçtiniz” demeye getirdi. Öfkeyi artırdı.

8) Dün başka bir ayıp ile karşılaştık. Galatasaray Başkanı Adnan Polat çıktı ve dedi ki: “Elimizde 200 stat, 40 polis kamerasının görüntüleri var. İncelemelerini emniyetle birlikte yapacağız ve bu insanları stadımıza sokmayacağız.” Bunun anlamı şu: Başbakanı protesto edenler fişleyecek… Galatasaray yönetimi insanları polise teslim edecek.

9) Eve gelen misafire kaba davranmak ne kadar ayıp ise yine evinize gelen misafiri polise ihbar etmek de o denli ayıp ve kabul edilemezdir. Suça dönüşmediği sürece ayıp işleme özgürlüğünden korkmamak gerekiyor.

10) Bir örnek vereyim. Şimdi Başbakan Tayyip Erdoğan seçim mitinginde rakiplerini yuhalatırken, yuhalayanları fişleyecek miyiz? Ya da Devlet Bahçeli veya Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitinglerinde hükümeti protesto edenleri polise mi teslim edeceğiz?

11) Ayrıca Başbakan Erdoğan’ı herkes sevmek zorunda değil. Erdoğan ve partisi bu ülkenin büyük çoğunluğundan oy alarak iktidarda ve anketlere göre sevenleri, sevmeyenlerden çok. İşte Başbakan bir gün sonra, toplu açılış törenlerinde binlerce sevenini karşısına çıktı ve çılgınlar gibi alkışlandı…

12) Bir başka gerçek: Galatasaray yönetimi, elde edecekleri çıkarları düşünerek, korkularının esiri oldu. “Ya yolların yapımı durursa, ya stat ile ilgili kullanım anlaşması imzalanmazsa… Ya Riva Projesi bürokrasinin labirentlerinde kaybolursa, Ya Türk Telekom stada ismini koymaktan vazgeçerse…” diye korkan Galatasaray yönetimi affedilmek için kendi taraftarlarını (ya da misafirlerini) polise teslim etmenin planını yapıyor.

13) Adnan Polat’tan camia adına özür dilemesi gerekirdi. Bunu yaptı. Ama sınırı geçmesi, polis ile işbirliği yapması, iyi niyetini ve üzgün oluşunu değil, korkusunu, iktidar bağımlılığını ve samimiyetsizliğini gösterir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder