Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

17 Ocak 2011 Pazartesi

Özal’ı örnek alsa - GAZETEVATAN.COM

Özal’ı örnek alsa - GAZETEVATAN.COM

Özal’ı örnek alsa

Güngör Mengi - gmengi@gazetevatan.com

Demokrasinin beslendiği hayat pınarı sabır ve hoşgörüdür. Başbakan Erdoğan’ın asabiyeti kendine de demokrasiye de zarardır!

Halkın gönlünü kazanacak eylem ve söylemlerde bulunmak siyasi liderlerin sıkça başvurdukları bir taktik.

Ama bu imkân bazen pazar günü Galatasaray’ın yeni stadının açılışında yaşandığı gibi geri tepebiliyor.

Aslında böyle kazalardan değil, sonuçlarını yönetememekten korkmak lâzım.

Çünkü demokrasinin imkân ve fırsatlarından yararlanmak isteyenlerin de demokrat olmaları gerekiyor. Aksi halde yaptığınız halkla ilişkiler yatırımı ayağınıza dolanıyor.

Yakın tarihimizde bu olanağı değerlendirmeyi bilen ve seven iki lider vardır. Onların hedef oldukları protesto karşısındaki reaksiyonları, liderlerimizin demokrasi anlayışının ileri mi, geri mi gittiği hakkında fikir verebilir.

1980’li yılların sonuna doğru Turgut Özal eşini yanına alıp tiyatrocu Uğur Yücel’in kendisini taklit ettiği gazinoya gitti.

“Sahnedeki Özal” tuvalet kâğıdı rulosuna yazılı mal varlığını sayarken okudukça okuyor izleyiciler gülmekten kırılıyordu.

Başbakan Özal da çok güldü, sonra kulise gidip Uğur Yücel’i kutladı.

Ne ertesi gün maliyeciler gazinoyu bastı, ne de Uğur Yücel savcılığa çağırıldı..

Herkes mecbur değil

Unutulmaz pop sanatçısı Cem Karaca hakkında çıkarılan tutuklama kararı nedeniyle 12 Eylül rejiminin hüküm sürdüğü yıllarda Almanya’da yaşadı.

Turgut Özal’ın Başbakan olarak harcadığı çabalar sayesinde yurda dönme imkânına kavuşan Cem Karaca ilk konserlerinden birine teşekkür borçlu olduğu Özal’ı davet etti.

Başbakan Özal da gitti. Ama salona girmesiyle başlayan ıslıklı ve yuhlu protestolar uzun uzun devam etti.

Özal, yanında oturan doktoru Cengiz Aslan’ın kulağına şunu dedi:

“Tabii herkes beni sevmeye mecbur değil.”

Hiç renk vermeden ve tuhafı çok da eğlenerek konseri izledi.

Özal’ın sabır ve hoşgörüsünü Tayyip Erdoğan gösteremez miydi?

Yüksek risk alırdı belki ama gösterse çok iyi olurdu.

Stadı terk ederken bu protestoyu hak etmediklerini söylemesinde bir yanlışlık yok fakat eserde Galatasaray’ın “bir Allah kuruşu” katkısı olmadığını iddia edip daha devir anlaşmasını yapmadıklarını söylemesi tehdit algısı yarattığı için ağır bir kusur olmuştur.

Doğru okumak lâzım

Bizce en büyük ayıp kulüp başkanı Adnan Polat’ın yaptığı açıklamadır.

“Özrü kabahatinden büyük” sözü böyle durumlar için söylenmiş olmalı.

Başbakan’ı yuhalayanları 200 kamera ile tespit etmişler, bu kişileri stada sokmayacaklarmış!

Ne sıfatla, ne hakla?

Demokrasi hazımsızlığı bulaşıcı hastalık gibidir. Başbakan’ın öfkesi sahanın devir işlemini tehlikeye sokacaksa kulüp başkanı da durumu kurtarmanın umutsuz çabaları arasında böyle saçmalar işte!

Herkes dersini alsın ve kapansın bu iş. Keşke olmasaydı ama yaşanan bir demokratik tepkidir. Ceza kesmek demokratik bir ülkeye yakışmaz. Çünkü sadece diktatörler hükmettikleri halkın itaat etmesiyle yetinmeyip minnetlerini de göstermelerini isterler.

Başbakan protestolar için “Bunu kimse son olaylara mal etmesin” dedi.

Yani içki yasağı, heykel yıkımı, türban tırmanışı, TV dizisine sansür ve Hizbullah suçlularını salıverme gibi peş peşe gelen olumsuzlukların bu tepkide hiçbir payı bulunmadığını söyledi.

Mesajı alamamış demek ki; yazık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder