Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

18 Ocak 2011 Salı

Murat Sabuncu - ‘Kendimi ihbar ediyorum’ - Milliyet.com.tr

Murat Sabuncu - ‘Kendimi ihbar ediyorum’ - Milliyet.com.tr

‘Kendimi ihbar ediyorum’

Amicale de Galatasaray... Anlamı Galatasaray kardeşliği. Çoğu mektepli binin üzerinde kişinin haberleştiği “kapalı devre” e-mail zinciri. Aklınıza Galatasaray’da etkili isim olarak kim geliyorsa burada.
Dün bu zincirde sabah saatlerinden itibaren gün boyu sayısı giderek artan yüzlerce kişi şöyle mesaj yazdı: “Adım şu. Galatasaray Lisesi numaram ya da Divan sicilim bu. O gün o maçta ben de vardım. Çoluğumla çocuğumla oradaydım. Ben de protesto ettim. Kendimi ihbar ediyorum.”
Gerçek isimler, gerçek sicil numaraları, gerçek bir isyan.

Hedef Bayraktar
Galatasaray camiası kendi başkanının, Adnan Polat’ın eliyle verdiği görüntü kasetlerinden yola çıkılarak faturanın küçük bir gruba kesilmesine razı değil. Ve dün buna duyulan tepki çığ gibi büyüdü. Tepkinin hedefinde özellikle yönetim ve TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar vardı.
O gün Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde açılışı töreninde ben de vardım. VIP Batı tribün 10. sırada idi yerim. Ali Kırca açılış konuşmasını yaparken koltuğa oturuyordum.

Bağırarak konuşmaya devam
Kırca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adını andığında tribünlerin geneline yayılmayan küçük bir tepki oldu. İkinci tepki Başbakan’ın stada girdiği anons edildiğinde gerçekleşti. İlkinden biraz daha kuvvetliydi. Başkan Polat açılış konuşmasını yaparken de protesto oldu. Hem Polat’a hem de stadın yapımında desteklerinden dolayı teşekkür ettiği Erdoğan’a... Her üç protesto da çok büyümeden sona erdi.
Ardından mikrofona TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar geldi. Daha konuşmasının başında “Ali Sami Yen’de kiracılık yükümlülüklerini bile yerine getiremeyen zor durumdaki kulüp” diye başladığında stadın hemen her tarafında kim varsa “yuhalamaya”, protestoya başladı. Bayraktar bu tepkilere aldırış etmeden “stadın sesini bastırmak istercesine” konuşmasını bağırarak sürdürdü.

Ve iplerin koptuğu yer
Tam anlamıyla iplerin koptuğu yer ise “Özhan Canaydın’ın Dolmabahçe’de Sayın Başbakan’ın ofisine geldiği günkü mahsun bakışını unutamıyorum” cümlesiydi. Bu cümle sarfedildiğinde işi “vefat etmiş başkanlarına kadar götürülen” taraftardan protesto etmeyen neredeyse kalmamıştı. Herkes ayaktaydı, herkes ıslıklarla, yuhalayarak bağırıyordu. Ne kimse organize bir şekilde hareket etti ne aralarda provakatör vardı.
Galatasaraylıların dün başlattığı “kendimi ihbar ediyorum” inisiyatifi sadece camiada değil Türkiye’de de son dönemde gördüğüm “kendiliğinden gelişip, büyüyen” organize olmadan yayılan en ciddi tepki. Kulübe, geçmişe, Ali Sami Yen’in ismine sahip çıkan bir ruhun dirilişi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder