Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

18 Ocak 2011 Salı

Radikal / Yılın derbisi: AKP-GS / Türkiye / CÜNEYT ÖZDEMİR

Radikal / Yılın derbisi: AKP-GS / Türkiye / CÜNEYT ÖZDEMİR

Yılın derbisi: AKP-GS

CÜNEYT ÖZDEMİR

18/01/2011

TOKİ'nin pozisyonu, Başbakan'ın projeye desteği zamanında kamuoyu ile paylaşılsaydı Başbakan alkışlarla karşılanabilirdi.

Yeni maçın adı bu ne yazık ki… Dünyada ilk kez başbakanından bakanına, bakanından milletvekiline kadar topyekün bir siyasi partinin bir spor kulübüne karşı sert demeç bombardımanına şahit oluyoruz. Üstelik her gün ortam biraz daha kızışıyor. Galatasaray yönetiminin tam sayfa verdiği ‘Teşekkür’ ilanları bırakın ortamı düzeltmeyi, gerginliği daha da arttırıyor. Yönetimin bu ilanlarına bu sefer GS kongre üyeleri tepki gösteriyor. Sahipsiz bırakıldıklarını, hükümetin tepkisine kurban edildiklerini düşünüyorlar.

Twitter gibi sosyal mecralara baktığınızda kimi AK Partililerin orantısız tepkilerini dışavurduğunu görüyorsunuz. Islıklanmanın olduğu dakikalarda AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, taraftarı SEFİL ve ACİZ diye nitelendiriyordu, Necdet Ünüvar taraftarın ‘görgüsüz’ olduğunu ve yönetimin bu gidişle bu taraftarla aklını oynatacağını söylüyordu. Egemen Bağış’ın danışmanı Yasin Ekrem Serim ise çıtayı daha yükseğe taşıyıp ŞEREFSİZ, GERİZEKÂLI KUŞ BEYİNLİLER KİM YAPTI LAN O STADI demeye kadar lafı getiriyordu. Ahmet Davutoğlu ise daha naif bir şekilde Galatasaraylıları ‘masum’ neo-conlara benzetiyordu.
Başbakan’ın sert ve rest kokan açıklamalarını bilmem tekrar etmeye gerek var mı? Seyrantepe protestosu ile ilgili unutmamız gereken önemli bir ayrıntı var. O gün statta biletli taraftar değil Galatasaray kongre üyeleri ve davetliler vardı. Statta olan kongre üyelerinden bir kısmına “O gece ıslıklarla neyi protesto ettiniz” diye sorduğumda ilginç cevaplar aldım. “İstanbul elitinin son günlerdeki içki, heykel, ucube gibi tartışmalar karşısında Başbakan’a olan tepkisiydi” diyorlar. Hepsinin birleştiği okta TOKİ Başkanı’nın sert konuşmasının ortamı tetiklediği. Asıl kızdıkları ise protesto karşısında Adnan Polat’ın “Islıklayanları cezalandıracağız” açıklaması. Buna karşılık Başbakan’ın açıklamaları da başka bir tepkiyi doğurmuş, “Protesto en doğal hakkımız; parasını TOKİ verse de protesto edebiliriz, stat bizim ödediğimiz vergilerle yapılıyor. Başbakan kendi cebinden mi bu parayı veriyor. Sonuçta Başbakan bizim hizmetkârımız değil miydi?” diyen 5 ayrı kongre üyesi ile konuştum. Polat’ın durumu kurtarmak için “Islık çalanları cezalandıracağız” dediği kongre üyeleri ilk fırsatta Polat’ı cezalandırırsa şaşırmayalım. Zira bu olayın baş sorumlusu Adnan Polat olarak görülüyor.


Seyrantepe skandalı, bu haliyle herkesin kaybettiği bir hale gelmiş durumda.
İletişim kazası ve kriz
Ben ıslıklanma olayını Kanal D’nin canlı yayınında seyrettim. Spikerlerin hamaset edebiyatı olayların gelişimini görememeleri sanırım Türk televizyonculuk tarihine geçmiştir. Başbakan stada girmeden önce Twitter’a, “Başbakan’ın FB’li kimliğinden dolayı protesto edebileceğini” yazdım. Benim aklıma gelen olağan şüphe buydu. Ortada tahminimden büyük bir iletişim kazası varmış. Stadın yapımına bunca emeği geçen TOKİ’nin pozisyonu, Başbakan’ın stadın yapımı için nasıl projenin arkasında durduğu, zamanında Galatasaray yönetimi tarafından kamuoyu ile planlı bir şekilde paylaşılsaydı kuşkusuz Başbakan ıslıklarla değil alkışlarla karşılanabilirdi. Konuyu paylaştığım iletişimin kitabını yazan Ali Saydam da benimle aynı şeyi düşünüyor. Yani dün verilen teşekkür ilanları ile bu iletişim faciası daha da beter hale dönüşüyor. Sonrasında Başbakan’ın ardı ardına GS aleyhine yaptığı çıkışları anlamak ise mümkün değil. Bunlar meseleyi sadece bir spor kulubü ile bir partinin karşı karşıya gelmesinin ötesine taşıdı bile… AK Parti tarafından bir siyasi elitle, sosyal elitin karşı karşıya gelmesi olarak konumlandırıldı. Nankörler edebiyatı olaya tüy dikti. Seyrantepe skandalı geldiği bu haliyle herkesin kaybedeceği bir denkleme dönüşüyor. GS yönetimi bir an önce “ıslıklayanları cezalandıracağız” duruşundan geri adım atıp, Başbakan da GS yönetimi ile yapıcı bir şekilde görüşmezse bu maç uzatmaya gidecek. Dua edelim Başbakan’ın tuttuğu FB bu kavgaya ucundan bucağından girmesin. Yoksa tam felaket!


Seyrantepe Stadı ne olur?
Sen misin Başbakan’ın kafasını attıran bir de bakmışsınız Aslantepe’ye niyet Trabzontepe’ye kısmet. Al sana Trabzontepe!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Galatasaray statları değiş tokuş eder mi eder. GS’lılar marş marş Olimpiyat Stadı’na…
Kasımpaşaspor Aslantepe’ye taşınabilir. Hatta Kasımpaşa’yı da stadın etrafına taşırsanız tam olur. Stadın adı Türk Telekom Recep Tayyip Erdoğan Arena olsa fena mı olur!
Stat Galatasaray’da kalır, adı değişir; al sana Islıktepe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder