Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

18 Ocak 2011 Salı

Mehmet Ali Birand - Arena tartışmasını artık kapatalım... - Milliyet.com.tr

Mehmet Ali Birand - Arena tartışmasını artık kapatalım... - Milliyet.com.tr

Mehmet Ali Birand Yazıyormabirand@e-kolay.net

Arena tartışmasını artık kapatalım...

18 Ocak 2011

Olanlar oldu.
Beklenmeyen bir yol kazası ile karşı karşıya kalındı.
Galatasaray’lılara yakışmayan sahneler yaşandı.
Aklı başındaki GS’liler, kulübün başkanından, takımın kaptanına kadar herkes özürler diledi.
Bazı FB’li dostlar, fırsattan istifade GS’yi lekelemek için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar.
Galiba, artık bu konuyu gündemden çıkarmak gerekiyor.
Yetti.
Bu arada bir kaç nokta var ki gözlemci ve yorumcuların dilinden düşmüyor.
İlki, Başbakan’ın Pazar günkü konuşmasında “kullanma hakkıyla ilgili anlaşma da henüz imzalanmadı” demesiydi. Çok kişi bunu bir “tehdit” olarak gördü. Başbakan’ın, ıslıklı protestoyu anlaşmayı erteleterek “ödeteceği” ileri sürüldü. Oysa, aynı konuşmada Başbakan “imzalanacak” kelimesini kullanarak, tutumunu açıkça ortaya koydu; ancak farklı anlaşılmış galiba. Anlaşmanın gereksiz şekilde uzatılacağını hiç sanmıyorum. Zaten böyle bir şey Başbakan’a yakışmaz. O da tenezzül etmez.
Diğeri, GS’ye bu stadın “bedava” verildiğinin ileri sürülmesi.
Çok yanlış.
GS, bu stadın karşılığında, İstanbul’un en değerli toprak parçası olan, Mecidiyeköy’deki malını verdi. Eski Ali Sami Yen stadının işletme hakkı GS’ye aitti ve altın değerindeydi. GS istese bu hakkı satabilir veya üstüne yeni bir stad yapabilirdi.
Ayrıca, lütfen unutmayalım ki Türkiye’deki stadların hiçbiri, parası kulüp tarafından ödenip inşa edilmemiştir. FB Stadı’nın geçmişine bakın, BJK’ninkine bakın, hepsi aynı. Devletin malı, bu kulüplere tahsis edildi. Şimdi kalkıp, GS’ye “devlet malı yediriliyor” demek doğru değil. Herkese yapılan bir uygulama GS için de sürdürülüyor.
Ayrıca, tüm tatsızlığına rağmen, stadda yaşanan olayı da çok fazla abartmamak gerekiyor.
Siyasiler, hele Erdoğan gibi; 8 yıl süreyle bu ülkeyi dönüştürerek yöneten, karizması yüksek, yapacağı iş için herşeye rağmen kararlılık gösteren, söyledikleri ve yaptıklarının arkasında ne olursa olsun duran liderler toplu protestolarla karşılaşma riskini daima taşırlar.
Halk da tepkisini gösterebildiği her ortamda gösterir.
Burada anormal bir durum yok.
Tekrar ediyorum, ne zamanı, ne de yeri uygundu.
Tatsızdı, ancak elli bin kişi bir araya gelince, toplum psikolojisiyle hareket edildiğini de unutmamak gerekir.
Son bir uyarı da Galatasaray yönetimine...
Tribünlerde protestocu avına çıkmak çok hatalı olur. Kameralar taranacak ve insanlar gözaltına alınacak. Ardından, maçlara sokulmayacaklar... Bu çok aşırı bir tutum. Doğrusunu söyleyeyim, ben de oradaydım ve protestonun “organize” olduğu izlenimini edinmedim.
İşte bundan dolayı, bu işi noktalamakta yarar olduğuna inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder