Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

24 Ocak 2011 Pazartesi

Sabah - LEVENT TÜZEMEN - Polat yeniden başkan!

Sabah - LEVENT TÜZEMEN - Polat yeniden başkan!

Polat yeniden başkan!

Liderler, anlamlı kararlar vererek, hatalarını kabul edip takipçileri ve kurumları için en iyi olanları belirleyerek saygı kazanırlar. Bir lider, camiasının güvenini kazanmak için yeterliliğini ve karakter özelliklerini ortaya koymalıdır.
Galatasaray Başkanı Sayın Adnan Polat, var olan liderlik özelliklerini geç de olsa dünkü basın toplantısıyla ortaya koydu. Galatasaray Başkanları sert olur. Onlara ulaşmak zordur. Galatasaray'da başkanlık sistemi vardır. Polat, başkanlık sürecinde bu tanımlara uzak bir yönetim sergiledi. Sakin, hoşgörülü ve affediciydi. Bunda Galatasaray menfaatlerinin zarar görmemesi çabası vardı. Bu yumuşak tavrına zaman zaman suistimallerle yanıt aldı. Galatasaray büyüklerinin bana öğrettiği bir söz şöyle der: "Def-i mazarrat, celb-i menfaiden evladır."
Yani "Muzuru defetmek, onun getireceği faydadan daha hayırlıdır." Galatasaray Başkanı Polat'ın Mehmet Helvacı, Vedat Eşkinat ve Doğan Yalçınkaya'ya yönelik "Onurlu insanlar gibi sizi istifaya davet ediyorum" çağrısı geç de olsa yukarıdaki sözün tam karşılığıdır. Polat'ın yaşadığı sıkıntılar hep iyi niyetinin ve hoşgörüsünün suistimal edilmesinden kaynaklandı. Polat, alıştığımız Galatasaray Başkanı tavırlarını sergilememiştir. Rahmetli Özhan Canaydın'ın başkanlığı döneminde bir yönetici yüzüne karşı "Genel kurul kararı almazsak ibra edilmeyeceğiz" gibi bir tehditte bulunabilir miydi? Asla!
Polat, camiaya, taraftara önemli mesajlar verdi. "Galatasaray'ın sahibi, vücudu genel kurul, ruhu da taraftardır. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Bunlar birbirlerini tamamlarlar" diyerek camiayı ve tribünleri sağduyuya ve birlikteliğe davet etti. Polat, bu konuşmayla bence Galatasaray'a yeniden başkan seçilmiştir.
Camia, mali kongreye kadar sakin kalmalıdır. Sayın Başkan da yine Galatasaray büyüklerinin "Olma kimsenin lütfuna talip, bedeli hürriyettir" sözünü bunca sıkıntıdan sonra unutmamalıdır. Geçmişteki Galatasaray başkanları gibi yapmalı; masaya yumruğunu vurmakta artık geç kalmamalıdır.

Galatasaray Taraftar Açıklaması



http://www.galatasaray.to/

Milliyet-Uğur Meleke - Fener’de ‘sevgi’ dönemeci - Milliyet.com.tr

Milliyet-Uğur Meleke - Fener’de ‘sevgi’ dönemeci - Milliyet.com.tr


‘Ben de ıslıkladım’ üzerine...
G.Saray Başkanı basın toplantısı düzenledi, birkaç mühim hatayı düzeltti. Uykusuzluk nedeniyle “provokatörler” yerine “protestocular” demiş, zaten kimseyi de emniyete jurnallememiş. 600 trilyon meselesi tekrar açılmadı, Canaydın’a yapılan saygısızlığın da telafi edileceği söylendi. Diğer detaylarla (özellikle GS’nin iç siyasetiyle) zaten ilgilenmiyorum, hiçbir kulübün iç siyasetiyle ilgilenmediğim gibi...
Yalnız bu basın toplantısından aklımızda yine bir-iki soru işaretiyle bir-iki espri kalmadı değil:
1) Şu stada sızan 300 kişinin esrarı hâlâ çözülemedi! 3 değil, 30 değil tam 300 kişi stada sızıyor(!), gözümle gördüğüm olağan üstü güvenlik birimleri bunu ancak sızmadan sonra sezebiliyor! Boynumdaki akreditasyon kartında “her yer” yazmasına rağmen ben, bir arkadaşımı görmeye birinci kata sızamadım, çünkü güvenlik görevlileri sokmadılar. Türk futbolu efsanesi Fatih Terim elindeki davetiyeyle stada sızamadı, geri döndürdüler. Ama tam üç yüz kişi, hiç kimsenin ruhu duymadan Seyrantepe’ye sızabildiler...
2) Basın toplantısında Adnan Polat sportif başarısını anlatırken, toplam 11 yıllık yöneticilik döneminde 4 şampiyonluk kazanıldığının unutulmaması gerektiğini söyledi. Sanırım biraz matematik bilenler, Polat’ın kendi ağzıyla verdiği bu istatistiğin bir gurur vesikası değil, bir itiraf sayılabileceğini teşhis etmişlerdir.
52 yıllık Süper Lig tarihinde zaten 17 kere F.Bahçe, 17 kere de G.Saray şampiyon olmuş. Yani kaba bir hesapla üç yılda bir Fener, üç yılda bir de G.Saray lig kupası kazanıyor. Yani Polat döneminde de 11’de 4 (yani yaklaşık üç yılda bir) kupa kazanılıyor olması bir başarı veya başarısızlık verisi sayılmasa gerek.
3) Polat, kendi sportif başarısını tescillemek için 2007-2008 Süper Lig şampiyonluğunu “hocasız” şeklinde tanımlamakta bir kez daha beis görmedi. Oysa o sezonun son 6 haftasında takımı çalıştıran Cevat Güler, fizyoterapist değil, masör değil, pro-lisanslı bir teknik direktör. Daha önce Gaziosmanpaşa’da, Kartal Belediye’de filan çalışmış, Feldkamp sonrası G.Saray’da da profesyonel takım sorumluluğu yapmış.
Bir-iki ay önce bir televizyon programında tanıştığımız Cevat Güler, yayında kendisine ve hoca arkadaşlarına haksızlık yapıldığını, o günlerde soyunma odasının önünden geçmeyenlerin lig bitince şampiyonluğu sahiplendiğini söylemişti.
Lig bitti, bir lig daha bitti, bir lig daha bitti. Belli ki 2007-08 şampiyonluğunun rantı hâlâ bitmedi. Herhalde Cevat Hoca’nın İstanbul Üniversitesi’ndeki öğrencilerine bu hafta hayata dair / alçak gönüllüğe dair / işbölümü ve görev paylaşımına dair anlatacak çok şeyi vardır...

Polat ‘İki kale arkasının tezahüratı protestoyu bastırır’ demişti, yoksa gitmezdik - GAZETEVATAN.COM

Polat ‘İki kale arkasının tezahüratı protestoyu bastırır’ demişti, yoksa gitmezdik - GAZETEVATAN.COM

DEVLET Bakanı Faruk Nafiz Özak, Türk Telekom Arena’nın açılış davetiyesini götürdüğü zaman Adnan Polat’a çekincelerini ilettiklerini açıkladı. Özak, “Polat’a Galatasaray Liseliler protesto edebilir, bizden pek hoşlanmazlar dedik. Kendisi ‘İki kale arasında maçlarda en güçlü tezahüratı yapan taraftarlarımız olacak. Olabilecek protestoları bastırmaya yeter’ güvencesini verdi” dedi.

Galatasaray’ın yeni stadı Türk Telekom Arena’nın açılışında yaşanan gerginlik sonrası Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın stadı terk etmesine varan gelişmelerin perde arkasıyla ilgili ilk kez önemli detaylar açıkladı. Galatasaray Başkanı Adnan Polat, açılış davetiyesini götürdüğünde Bakan Özak, çekincesini aktarmış: “Bu tür kalabalık ortamlarda protestolar gündeme gelebiliyor. Galatasaray Liseliler protesto edebilir, çünkü bizden pek hoşlanmazlar.” Ancak Polat, Özak’a “Merak etmeyin Sayın Bakanım. Biz önlemimizi aldık. İki kale arkasında Galatasaray maçlarında en güçlü tezahüratı yapan taraftarlarımız olacak. Onların tezahüratı, olabilecek protestoyu bastırmaya yeter” sözleriyle güvence vermiş.

27 Ocak’ta başlayacak Universiade 2011’in (Uluslararası Üniversitelerarası Kış Oyunları) ev sahibi Erzurum’a yaptığımız seyahatte sorularımızı yanıtlayan Devlet Bakanı Özak, protestolar için “O tür kalabalık ortamlarda protestolar yaşanabilir. Zaten Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ı da protesto edenler vardı” yorumunda bulundu.

“Aslında protestoları ilk ateşleyen Polat’a yönelik bazı tepkilerdi” diyen Özak, şunları söyledi:

“TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşması sırasında protestolar artınca, konuşma biter bitmez Sayın Başbakan’a ‘Hadi gidelim’ dedim. Çok da güzel bir konuşma hazırlamıştım. Çünkü ben Ali Sami Yen Stadı’nın açılışında bulunmuştum. Orada futbol oynamıştım. Trabzon’da futbolun gelişmesinin ilk temelinde Ali Sami Yen’in harcı vardır. Bunları anlatacaktım. Aslında Sayın Başbakanımıza, ‘Müsade edin ben de konuşayım, sonra stattan çıkalım’ dedim. Gürültüden Sayın Bayraktar’ın neler söylediğini tam anlamadım ama protestoların artışından konuşmada taraftarı sinirlendiren mesajlar olduğunu anladım. Sayın Başbakanımıza, ‘Belki beni de yuhalarlar ama Galatasaray camiası için onore edici mesajlar vereceğim’ dedim. Ama stattan hemen ayrılmak istedi. Hep beraber çıktık.”

Seyrantepe’ye hastane yapacaktık Başbakanımız stat için ısrar etti

Erzurum’da bize eşlik eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Seyrantepe’de Türk Telekom Arena’nın yükseldiği arsanın durumuna açıklık getirdi. Akdağ, şunları söyledi: “Aslında biz oraya hastane yapacaktık. Sayın Başbakanımız stadyumdan yana tavır koydu. Ben hastane konusunda çok direndim ancak Başbakanımız, ‘Tamamdır, oraya stadyum yapacağız, size hastane için yer buluruz’ dedi”. Akdağ, Türk Telekom Arena’ya yakın bir noktada hastaneyi yapacaklarını belirterek, kompleksin çok büyük olacağını ifade etti.

Protestocuların tespit edilip stada alınmamasını doğru bulmuyoruz

Galatasaray taraftarına kızgın olmadığını belirten Faruk Nafiz Özak, “O protestoların kaynağında Adnan Polat’a oluşan tepkiler vardı. O nedenle Galatasaray taraftarına kızgın değiliz. Türk Telekom Arena’nın açılışını düğün günü gibi hayal etmiştik. O gölgelendiği için üzüldüm” diye konuştu.

Bakan Özak, Türk Telekom Arena’da protestoya katılanların tespit edilmeye çalışılıp sonra stada alınmamamak istenmesini de doğru bulmadıklarını söyledi. Özak, “Bu bize de zarar veriyor. Polat bizi de zor durumda bırakıyor. Bırak kimi tespit ediyorsun” açıklaması yaptı. Başbakan Erdoğan’ın yaşanan o tatsız geceyi unuttuğunu, gündeminin çok dolu olduğunu ifade eden Özak, “Daha fazla uzatmanın da anlamı yok. Sayın Başbakan Galatasaray taraftarına, camiaya kızgın olmadığını zaten söyledi” dedi.

Avrupa’da kupa alırsa Beşiktaş’ı tutabilirim

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Galatasaray’a duyduğu sempatinin UEFA kupasından kaynaklandığını belirtti. Akdağ, “Eğer Beşiktaş da ülkemize Avrupa’dan kupa kazandırırsa, onları tutabilirim” dedi.

Biz ev sahibiyiz, kullanım hakkı Galatasaray’ın

FARUK Nafiz Özak, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı’nın Türk Telekom Arena’nın “ev sahibi” olduğunu söyledi. Özak, “Diğer birçok statta olduğu gibi kulüpler kiracı konumunda. Galatasaray, üst kullanım hakkına sahip bir kiracı” dedi ve vazgeçmenin söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.

Milliyet-Uğur Meleke - Ben de ıslıkladım! - Milliyet.com.tr

Milliyet-Uğur Meleke - Ben de ıslıkladım! - Milliyet.com.tr

Ben de ıslıkladım!


Hafta sonları stadyumlarda toplanan bir küçük ilçe nüfusu kadar insanı, sadece o günkü müsabakayı boş gözlerle izlemeye gelen işsiz/hissiz ve fikirsiz kalabalıklar olarak değerlendirme hatasına sıkça düşeriz. Oysa bir futbol müsabakası sadece çayır-çimen, top-kale, ıslık ve düdükten ibaret değildir; bir kentte yaşayan 40-50 bin bambaşka insanı, siyahı-beyazı, kadını-erkeği, dinliyi-dinsizi, faşisti ve komünisti yana yana, omuz omuza getirebilecek tek organizasyondur aynı zamanda... Bir sinema ya da tiyatro salonu birkaç yüz, bir konserse birkaç bin kişiyi toplayabilir genelde... Bir futbol müsabakasındaysa farklı hayat standartlarına, eğitim düzeylerine ve siyasi görüşlere sahip 50 bin farklı insan 10-12 dönüme sıkışabilir.
Bir spor müsabakası, bir ayakkabı boyacısıyla bir fabrikatörün, bir travestiyle bir profesörün, bir rahiple bir yankesicinin bir arada ya da ayrı ayrı tepkilerini gösterebilecekleri bir ortamdır. Parti mitingine, sendika toplantısına benzemez. Demokratik ülkelerde bu kadar farklı insanı tahakküm altına almaya pek kimsenin gücü yetmez. İki sezon önce Fenerbahçe yönetimi tribünleri kontrol etmek istedi, yapamadı; aylarca Zico sesleri yükseldi. Beşiktaş’ınki denedi, sonuç vermedi. Bir tribün engellemeye çalıştığı halde diğerleri hep bir ağızdan yönetimi protesto ettiler. Türk Telekom Arena’da yaşanan da daha öncekilere benziyor: Birleşik bir grup alkışlıyor, ama bağımsız çoğunluk dinlemiyor. TOKİ Başkanı’nın konuşmasına kızıyor, tepkisini yuhalayarak ve ıslıklayarak gösteriyor.
O yüzden bu stadyumlardan yükselen sesleri küçümsememek lazım. Statlar hürdür ve masumdur. Hırvatistan’ın temelleri Zagrep’in Maksimir Stadı’nda atılmıştır. Çavuşesku’nun çöküşünün önemli bir evresi Bükreş’in Ghencea Stadı’nda yaşanmıştır. İstanbul’un Seyrantepesi’nde yaşanan da öyle hür, öyle masum bir tepkidir özünde...

10 liranın hesabı
Tabii ki hiç kimse Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde böyle bir protestoyu arzu etmezdi. Zaten bu protestonun da çoğu başbakana değil, ondan önceki konuşmacılarıydı. Başbakan ve ekibi İstanbul’a harika bir spor kompleksi yaptılar. Bu statta 2020 Avrupa Şampiyonası maçları oynanacağına eminim. Ve samimiyetle söylüyorum, bu stat son iki Avrupa Şampiyonası’nın oynandığı (Portekiz, İsviçre ve Avusturya’daki) bütün statlardan daha güzel...
Ama protestonun kökeni, bence stadın fiziksel özelliklerine dayanmıyor. Kamu vicdanını yaralayan başka iki büyük hata var: Birinci hata, 600 trilyonluk bir yatırımı ikide bir ayda 600 lira kazanan insanların gözüne sokmak.
O 600 trilyon, bakanın/bürokratın cebinden çıkmadı. Pardon çıktı. Ama 600 trilyon değil, 10 lira çıktı. Ülke nüfusu 70 milyon olduğuna göre, bu stadın yapımı için kaba bir hesapla hepimizin cebinden 10 lira çıktı. O zaman devlet erkânı, cebinden 600 trilyon harcamış gibi değil, CEBİMDEN 10 LİRA HARCAMIŞ GİBİ KONUŞMALI. Bana 600 trilyonu değil, 10 lirayı anlatmalı...

Nahif ve güçsüz
İkinci hataysa daha bireysel. Ölmüş bir insanın arkasından kullanılan iki sözcük çok yaralayıcı: “Özhan Canaydın’ın karşımızda NAHİF ve GÜÇSÜZ duruşu, dün gibi aklımızda” diyor TOKİ Başkanı... Kamuoyu o sözcüğü NAİF (saf, deneyimsiz) olarak anladı; oysa cümlenin gelişinden o kelimenin NAHİF (zayıf, cılız, çelimsiz) olduğu tahmin edilebiliyor.
“Sayın TOKİ Başkanı; bugün kuvvetli-güçlü-sağlam olabilirsiniz, olabiliriz. Ama unutmayınız: Toprağın altı, nice kuvvetli şahlarla, sultanlarla, padişahlarla dolu...”

5149 sayılı yasa
Islık meselesinin en trajikomik kısmıysa, en sonunda saklıymış: Galatasaray Başkanı Polat, ıslıklayanları 240 kamerayla tespit edip stada bir daha almayacaklarını beyan etti. Şimdi Sayın Başbakan’a, Sayın Spor Bakanı’na, Sayın TFF Başkanı’na soruyorum:
1) İnsanlar hoşlarına gitmeyen bir şeyi protesto etmek için ne yapmalı? Tribüne döner bıçağı, keser, kasatura mı sokmalı? Birbirini mi vurmalı? Küfür mü etmeli? Yoksa en medeni protesto biçimini mi (yani alkış, ıslık ya da yuhalamayı mı) tercih etmeli?
2) 5149 sayılı sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye dair yasa içeriğinde “ıslıkla protesto” stada girmeme sebebi olacak mı?
3) Aynı yasada stada girecek/girmeyecekleri kulüp başkanları mı belirleyecek? Mesela Karabük Başkanı tipini beğenmediği adamı, Antep Başkanı kendisine muhalif olanı stada sokmayabilir mi? Eğer kulüp başkanlarının böyle bir yetkisi yoksa Sayın Polat, hangi hukuka dayanarak böyle tehditte bulunabiliyor?
Eğer bu ülkede ıslıkla protesto yasaksa; stada girecekleri/girmeyecekleri İl Güvenlik Kurulu değil, Bakanlık değil, Polis Teşkilatı değil, kulüp başkanları belirleyecekse; ben bundan sonra hiçbir stada girmek istemiyorum. Hatta, kendimi ihbar ediyorum: Cumartesi 19:30’da ben de ıslıklı protestoya katıldım. 240 kameranızla zaten yerimi ve kimliğimi tespit etmişsinizdir. Beni de bundan sonra TT Arena’ya almamanızı arz ederim.
Nokta...

İlk yarının ardından (Düşme hattı)
Küme düşme hattında yer alan 3 takım; Konya, Buca ve Kasımpaşa’nın ikisinin oynatmama değil oynama odaklı takımlar olması ilginç...
Konya belki de 10 büyük Avrupa Ligi’nin en negatif takımı. Barcelona’yı kim durduracak diyorlar, Belek’e hazırlık için gelseler ve Konyaspor’la karşılaşsalar enteresan sınav olacağına emindim! Doğan’ın 6 stoper ya da 7 ön liberolu düzeniyle Süper Lig’de mücadele etmenin Konyalılar’a da keyif verdiğini düşünmüyorum.
Kasımpaşa, Konya’nın aksine hücumcu takımdı, ama teknik adam değişikliği sonrası bu kimliği koruyacaklarına şüpheliyim. Eğer Vural’ı tutsalardı sevinecektim, çünkü küme düşseler bile takımı alkışlayacak ve hocaya “Bizi tekrar lige çıkart” diyecek vefalı bir taraftar kitlesine sahipler. Belki de Vural orada devam edecek ve Türk futbolunda bir devrim yapacaklardı.
Mesela Buca, hoca değişikliği sonrası kimlik bunalımını 10 haftadır yaşıyor. Aybaba devre arasında kendi takımını yaptı ve aynı anda Leko, Erkan, Sercan, Musa ve bir santrforlu düzeniyle beşli hücum eden takım üretti. Dipteki 3 takım içinde en büyük şansa sahip ekip, genç-dinamik ve hücumcu Buca gibi görünüyor.

Sabah - 3 ismi istifaya davet etti

Sabah - 3 ismi istifaya davet etti

Adnan Polat, son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirerek ve Sarı-Kırmızılı takımın geleceği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu..

Tüm Galatasaraylılara selamlar, sevgiler. Yoğun bir Ocak ayı yaşıyoruz. Hayatımın en yoğun olduğu 20 gün yaşadım. 11 Ocak'ta Ali Sami Yen'e veda ettik. 12 Ocak'ta yeni divan kurulu üyelerinin beraatlarını verdik. 15 Ocak'ta TT Arena'nın açılışı, sonra Antalya maçı. Ocak ayını ayrıca malum sıkıntılarla geçiriyoruz. Ben hukukun üstünlüğüne inanan bir kişiyim. Milletine ve devletine bağlı biriyim. Irk dil ve din önemli değildir. Siyasi görüşlere de saygı gösteririm. Kul hakkı yemekten korkarım . Ali Sami Yen'e kaçak girerek Galatasaraylılığım başladı. Yıllarca Ali Sami Yen tribünlerinde zamanımı geçirdim.



3 YÖNETİCİNİN ACİLEN İSTİFASINI İSTEDİ

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, toplantının sonunda asıl bombayı patlattı. Dün akşam yapılan yönetim kurulu toplantısının ardından kendisine yönelik sert açıklamalar yapan 2. Başkan Mehmet Helvacı ile birlikte yöneticiler Vedat Eşkinat ve Doğan Yalçınkaya'nın istifasını istedi.

Bugün Dedeman Otel'de gerçekleştirilen basın toplantısında Başkan Polat, dünkü yönetim kurulu toplantısında yaşananlar için şunları söyledi:

"Düşünebiliyor musunuz, yönetim kurulu toplantısında ikinci başkanım bana "ibra olmayacağız, erken seçime gidelim" diyor. Düşünebiliyor musunuz? Ben yaptığım her işin hesabını veririm. Sanki yolsuzluk, hırsızlık yapmışız gibi ibradan korkuyorlar. Bu kulübe şeffaflığı ben getirdim. Divan Kurulu'na eskiden 1-2 sayfa rapor giderdi şiemdi sayfa sayfa rapor gidiyor. Bizim bir çekincemiz yok. Galatasaray'ın sahibi genel kurul, ruhu da taraftardır. Bana böyle bir öneriyle geliyor, "eğer olmazsa da imza toplar seçim çağrısı yaparım" diyor. Ben bunu anlamadım bir daha sordum kendisine. Bunu da kendisi basına açıkladığı için söylüyorum burada. Yoksa açıklamazdım. Kimse Galatasaray yönetimini tehdit edemez, kimse şantaj yapamaz. Mehmet Helvacı, Doğan Yalçınkaya ve Vedat Eşkinat'ı onurlu insanlar gibi istifaya davet ediyorum. Bugün akşama kadar bana istifalarını ulaştırmalarını bekliyorum. Unutulmamalıdır ki Galatasaray Başkanı bir aslandır, kuzu değildir." Polat, Mehmet Helvacı ile 5 yıldır birlikte çalıştığını, çok güzel işler de yaptıklarını belirtek, ancak bundan sonra kendisiyle çalışmasının mümkün olmadığını söyledi.

''TÜRK TELEKOM ARENA'NIN DEVRİNİ ÖNÜMÜZDEKİ 10 GÜN İÇERİSİNDE ALMAYI BEKLİYORUZ''

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, yeni statları Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın devrini 10 gün içerisinde almayı beklediklerini söyledi.

Polat, Dedeman Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, Türk Telekom Arena'da daha yapılması gereken işlerin olduğunu ifade ederek, ''Stadı arzu ettiğimiz 5 yıldızlı otel seviyesine getirmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Devrini önümüzdeki 10 gün içerisinde almayı bekliyoruz. Devriyle ilgili Sayın Başbakanın imzaladığı protokolde yol haritası belirlenmiş vaziyette. TOKİ'nin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne (GSGM) bunu devretmesi, ki etti. Bütün eksiklikler tespit edilerek etti. Bu eksiklikler giderilecek ve biz de GSGM'den alacağız'' diye konuştu.

Türk Telekom Arena'nın devrini henüz alamadıkları için statta istedikleri bazı çalışmaları yapamadıklarını vurgulayan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Rahmetli Ali Sami Yen Bey'den, rahmetli Özhan Ağabey'den herkes prim sağlamaya çalışıyor. Hastalığında da prim sağlamaya çalışıyorlardı, öldü, yine prim sağlamaya çalışıyorlar. Adamcağızı rahat bırakın. Ali Sami Yen Bey ve Özhan Canaydın Bey ile tüm Galatasaray büyüklerinin o statta yeri olacak. Ama biraz sabır, biraz zaman verin, biraz anlayış gösterin. Bu statta en büyük emeklerden birini tabii ki rahmetli Özhan Canaydın yapmıştır, yapacaklarımızı görün ondan sonra konuşun.''

-''FUTBOLUN NASIL YÖNETİLECEĞİNİ BİLİYORUM''-
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, artık zamanını futbola harcayacağını ve sarı-kırmızılı takımı iyi yerlere getireceğini ifade etti.

Galatasaray'da büyük yatırımların hepsini bitirdiklerini anlatan Polat, ''Artık bundan sonra konsantre olabileceğim, zaman harcayabileceğim bir dönemim var ve ben bunu futbola harcayacağım. Ben futbolu biliyorsam, bu takımı iyi yerlere getireceğim. Çünkü ben futbolun nasıl yönetileceğini biliyorum. Belki bu 3 sene içerisinde çok fazla mesai veremedim ama iki sene futboldan sorumlu başkan yardımcısı olduğum vakit 20.45 şampiyonluğunu ve son 6 hafta teknik direktörsüz şampiyonluğu hatırlayın. Bundan sonra futbol üzerine kesinlikle daha fazla mesai harcayacağız. Çünkü Galatasaray'da futbol iyi gittiği zaman herkesin kimyasını düzeliyor, kötü gittiği zaman kimyası bozuluyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Adnan Polat, devre arası için 5 transfer sözü verdiklerini hatırlatarak, ''Transferler yapıldı. Transfer bitti mi, hayır bitmedi. Galatasaray'ın formasının hakkını verenler bu takımda kalacak, vermeyenler de bu takımla vedalaşacaklar. Kendilerini kanıtlamaları için önlerinde zaman var'' dedi.

Sabah - HINCAL ULUÇ - Galatasaray Adnan'dan kurtulmalı..

Sabah - HINCAL ULUÇ - Galatasaray Adnan'dan kurtulmalı..

Galatasaray Adnan'dan kurtulmalı..

Galatasaray'ın Adnan'dan kurtulması, bir spor ya da polemik konusu değil.. Tamamen ekonomik..
Galatasaray camiası başkanına ateş püskürüyor. Sebepleri Radikal'de (Bu konuda en alkışlanacak yayını Radikal yapıyor. Uğur Vardan ve arkadaşlarını kutlarım. "Ne şiş yansın, ne kebap" demeden gazetecilik yapıyorlar çünkü.) Bener Orhan özetliyor sebepleri..
"Özhan Canaydın'a ve Galatasaray'a dilenci göndermesi yapan TOKİ Başkanının olayları tahrik eden konuşmasına en sert tepkiyi göstermesi gerekirken "Doğru" diye onayladığı için. Stadı terk eden Egemen Bağış'ın fırçasına tek kelime edemediği için.. Ayni bakanın 24 yaşındaki danışmanının "Kuş beyinliler", Spor AŞ. Genel Müdür Yardımcısı'nın "Babaları belli değil bunların", bir politikacının "İdrakten mahrum sefiller" diye bir gurup Galatasaraylıya sövmesine ortam hazırladığı için. Galatasaray'ın, Seyrantepe'yi Mecidiyeköy karşılığı aldığını açıklamaya dahi cesaret edemediği için.. Bir takım Galatasaraylıları "Islık çaldılar diye polise ihbar ettiği için.. Ali Sami Yen adını üç kuruşa sattığı için.."
Bunlar ayrı.. Benim konum tamamen ekonomik.
Ekonomik..
Yani, Galatasaray batabilir..
Adnan Polat, başkanlıkta kalmakta direnirse, Galatasaray batabilir..
Başbakan daha ilk gece "Devlete ait bu stadın sadece kullanım hakkı Galatasaray'da. Ama onun da sözleşmesi henüz imzalanmadı" diye aba altından sopa gösterdi. Beş ay sonra bu ülkede seçimler olmasaydı, o sopa, aba altında da kalmazdı aslında. Ama hangi siyasal lider, milyonlarca oyu olan bir camiayı, hem de spor gibi fanatizm dolu bir camiayı, seçim yılında karşısına almak ister..
Ama unutmayın. Türkiye, kraldan fazla kralcılar ülkesidir.. Üstelik Galatasaray kulübü kongre üyesi olmasına ve Arena için cebinden çıkan bütün parayı, Ali Sami Yen arazisini pazarlayarak fazlası ile geri almasına rağmen, TOKİ Başkanının tavrını ve konuşmasını ve karşısında Galatasaray Başkanı ünvanı taşıyan şahsın sus pus olmasını hatırlayın..
Sanem Altan, Vatan'daki yazısında altını çizmiş..
Galatasaray'ın geleceğini kurtaracak üç büyük proje var..
Riva.. İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin kararına bağlı..
Florya'nın taşınması ve yerine villalar yapılması.. Büyük Şehir Belediyesine bağlı..
Florya'daki altyapı tesislerinin taşınacağı yeni arazinin tahsisi.. Devlete ve Büyük Şehir Belediyesine bağlı..
Büyük Şehir kime bağlı.. Başbakana..
Aşağı yukarı bir milyar lirayı geçen projeler bunlar. İyi bir santrfor transferi için 10 milyon lira bulamayan Galatasaray'ın bugün bir milyar lirayı (Eski parayla 1 katrilyon) kayba tahammülü var mı?.
Peki, Arena'nın daha yapılması gereken tonla işi var. Çevre düzenlemesi ve oto parklar.. Yollar.. Kim yapacak?.
Kara yolları ve Büyük Şehir..
Kime bağlı bunlar.. Başbakana..
Başbakan "Yapmayın" demez. Ama ona bağlı olanlar yapmaz, ya da yavaşlatırlarsa, Arena'nın yapımındaki aksamalarda olduğu gibi "Bu stat bitecek" diye gürler mi, yoksa omuz silkip geçer mi?.
Tahmin edin bakalım..
Arena'nın açılışındaki olayların bile bile lades olduğunu herkes biliyor.
Tek sorumlunun Adnan Polat olduğunu da herkes biliyor.
Şimdi, beş on ıslıkçıyı teşhir etmekle, başbakanın ünlü öfkesinin tatmin olmayacağını da herkes biliyor.
Başbakan öfkeli olunca etrafının tavrının ne olacağını da herkes biliyor.
Kimse kimseyi kandırmasın.
Galatasaray'da suların durulması, iktidarın öfkesinin yatıştırılması, ancak en büyük sorumlunun, günahlarının kefaretini ödemesiyle mümkündür.
Adnan Polat, ortaya çıkıp bir öz eleştiri yapmalı ve Galatasaray Başkanlığından, hatta Galatasaray'dan istifa etmelidir.
Başka türlü bu fırtına dinmez ve 1 milyar liralık bir yükün altına düşecek zaten ekonomik dar boğazdaki Galatasaray batar..
"Batmaz" falan diye hamaset edebiyatı yapmasın kimse..
Ekonomi battı mı, ülkeler batıyor, günümüzde..Bir kulübün lafı mı olur?..