Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat;
Kendi boşluk ve gökkubbemde uçar giderim;
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Tevfik Fikret

18 Ocak 2011 Salı

Radikal / Kırmızı Pazartesi sendromu / Türkiye / CÜNEYT ÖZDEMİR

Radikal / Kırmızı Pazartesi sendromu / Türkiye / CÜNEYT ÖZDEMİR

Seyrantepe’deki organizatörü açıklıyorum
Komplolara sarılmak, gerçeklerle yüzleşmekten kolaydır. Bugüne kadar sürekli ‘gizli ajandaları var’ komplosundan yakınan AKP, bu yüzden komplolar girdabına kendini kaptırıyor olabilir. WikiLeaks açıklamaları oldu; Başbakan, Cumhurbaşkanı, bakanlar “Bu işin arkasında İsrail var” dediler. Birkaç gün sonra İsrail’in olmadığı ortaya çıktı.


Daha bunu unutmamışken Seyrantepe’deki ıslıklı protestonun arkasında organizatör aramaya başladılar. İşin garibi, kendi söyledikleri bir komplo teorisini ete kemiğe büründürme çabaları. Adnan Polat’ın “Aramızdaki 300 hain organizatör” açıklaması ilk olarak kendi camiasından tepkiyle karşılansa da hükümete yaranmak isteyen bir grup şuursuz yandaş cephesi bu komploları ete kemiğe büründürmeye ant içmiş görünüyor.


En son BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini NTV’den telefonla arayarak düşürdüler gibi absürt bir komplo teorisine ne kadar gülebilirsek, buna da o kadar gülebiliriz. Ancak işin daha vahim bir yanı var. Dün gazeteci bir arkadaşım mesaj atmış, “Islıklı protestoyu Ankara’da senin üzerine yıkmaya çalışanlar var” diyor. Gel de ürkme! Akıl tutulmaya görsün bir kere… Ben hayatımda maç seyretmem. Türkiye’de futbolu sevmeyen nadir insanlardan biriyim. Üstelik söylemesi ayıp Galatasaraylı değil, Fenerbahçeliyim. Haydi hepsini geçtim. Televizyonun başına geçip bilgisayarı önünüze açıp hakara makara yazılar yazarken Başbakan’ın o statta protesto edilebileceğini tahmin etmek için organizatör değil, birazcık havayı koklayan gazeteci olmak kâfi… Dedim ya gerçeklerden tüymek en kolayı… Hayatında futboldan nefret eden bir gazeteciden, binlerce rakip taraftarı organize eden bir muhalif yaratmak isteyenlere kötü haberi veriyorum. İlla bir organizatör arıyorsanız bu olayı organize edenleri açıklayayım. Adnan Polat’ın beceriksizliği, TOKİ Başkanı’nın provokatif açılış konuşması ve gündemi sürekli gergin tutan Başbakan’ın ta kendisidir. Bütün bu olayların ardından ne olur derseniz? TOKİ Başkanı yerini daha sağlamlaştırır, Başbakan oy oranını aynen korur, olan Adnan Polat’ın kulüp başkanlığına olur. Olmayan futbol bilgimle bunu yazdım diye Adnan Polat, GS Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra beni suçlayacaklar çıkacaksa diyecek sözüm yok. Kaderimse çekerim arkadaş…

Ahmet Davutoğlu Galatasaray’ı övmüş
Dün burada protesto tartışmaları paralelinde Ahmet Davutoğlu’nun da Galatasaray’ı neocon’lara benzettiğini yazınca özel kaleminden özel bir düzeltme ricası geldi. Bakanın sözlerinin yanlış anlaşılabileceğini, Davutoğlu’nun Galatasaray’ın ekipçi anlayışını vurgulamak için ABD’deki ‘neocon’ların ekipçi anlayışına gönderme yaptığını ve Seyrantepe’de olaylar daha gelişmeden bu sözleri sarf ettiğini söyledi. Neocon’ları olumlu bir örnekte kullanmak ne kadar doğru emin değilim ama ekipçi olduklarını tüm dünya biliyor. Bizim diplomaside Galatasaray Lisesi’nin ağırlığını da bildiği gibi. Yani anlayacağınız, Davutoğlu bu konuda hassas ve Seyrantepe tartışmalarında topa girmek istemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder